İstanbul Antlaşması (1879) - Vikipedi

İstanbul Antlaşması'nın imzalanışı, tablo, Panorama Askeri Tarih Müzesi, Plevne, Bulgaristan.

İstanbul Antlaşması, Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya arasında, 8 Şubat 1879 tarihinde imzalanan anlaşmadır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na bağlı olarak bu iki devlet arasında imzalanan üç anlaşmadan biridir. 3 Mart 1878'de imzalanmış Ayastefanos Antlaşması'nı ortadan kaldıran Berlin Antlaşması uyarınca Elviye-i Selase olarak bilinen Kars, Ardahan ve Batum livaları Rusya'ya bırakılıp ayrıca savaş tazminatı ödenmesi kabul edilmiştir. İstanbul Antlaşması ise, söz konusu tazminatı ödeme şartlarının belirlenmesi ile Rusya'ya bırakılmış topraklardaki ahalinin Osmanlı ülkesine göçü gibi başka konuları kapsıyordu.[1][2]

İstanbul Antlaşması, Ayastefanos Antlaşması'nın yerini Berlin Antlaşması'nın adığını kabul ediyordu. Ayastefanos Antlaşması'nın Berlin Antlaşması'yla iptal edilmeyen maddeleri ise, İstanbul Antlaşması'na dahil edilmiştir. Osmanlı Devleti'nin Rusya'ya terk ettiği toprakların dışında 802.500.000 Frak tazminat ödemesi İstanbul Antlaşması'yla karar bağlanmıştır. Osmanlı Devleti ayrıca, savaş sırasında Rusya vatandaşlarının ve kurumlarının uğradıkları zararı karşılamayı, toplam miktarı 26.750.000 Frankı geçmemesi kaydıyla kabul ediyordu. İstanbul Antlaşması'nın iki maddesi, iki ülke arasında karşılıklı göçü düzenliyordu.

Antlaşmanın 7. maddesine göre, Rusya'ya devredilen bölgelerde yaşayan ve bu bölgelerin dışına yerleşmek isteyen kişiler, taşınmaz mallarını satarak buralardan serbestçe ayrılabileceklerdir. Bunun için kendilerine bu anlaşmanın onaylandığı tarihten itibaren üç yıllık bir süre tanınmıştır. Bu sürenin sonunda ülkeyi terk etmeyen ve gayrimenkullerini satmayan sakinler Rus tebaası olarak kalmaya devam edeceklerdir. Antlaşmanın 8. maddesi ise, tersine göçü düzenliyordu. Bu maddeye göre iki devlet de savaş sırasında her iki imparatorluğun ordularıyla işbirliği yaptığından şüphelenilen Rus veya Osmanlı tebaasına karşı herhangi bir kovuşturma başlatmama veya buna izin vermeme konusunda mutabakata varmışlardı. Bazı kişilerin aileleriyle birlikte Rus birliklerini takip etmek istemeleri halinde, Osmanlı yetkililer onların gidişine müdahale etmeyeceklerdi.[1]