Şecere-i Terakime - Vikipedi

Şecere-i Terakime (Çağatayca: شجرهٔ تراکمه ''Türkmenlerin Soyağacı"), Hiva Hanı ve tarihçi Ebu'l Gazi Bahadır Han tarafından 1659'da tamamlanan Çağatayca bir tarih eseridir.[1]

Şecere-i Terakime, Ebu'l Gazi Bahadır Han'ın Orta Asya tarihi hakkında büyük öneme sahip iki eserinden birisidir. Şecere-i Türk adlı diğer eseri ise oğlu tarafından 1665'te tamamlanmıştır.[2] Şecere-i Terakime Türkmenlerin eski çağlardan beri tarihini, tüm Türkmenlerin kadim atalarının doğumunu ile yaşamını ve tüm Türk halklarının atası olan Oğuz Han'ın Avrasya'nın çeşitli ülkelerini ve bölgelerini fethetmek için yaptığı seferleri ve Oğuz Türkmen hanlarının Orta Çağ'daki hakimiyetini anlatır. Şecere-i Terakime, sayısız Türkmen halk efsanesini, masalını, etnonimlerin etimolojileri, atasözlerini ve deyişlerini anlattığı için aynı zamanda önemli bir edebi eserdir.

Ebu'l Gazi'nin söylediğine göre Şecere-i Terakime, önceki Oğuznamelerin "hatalar ve farklılıklarla" dolu olduğuna ve Türkmenlerin efsane kökenleri hakkında resmi bir belgenin olması gerektiğine inanan ''Türkmen mollaları, şeyhleri ve beylerinin'' isteği üzerine yazılmıştır.

Ebu'l Gâzî Bahâdır Hân

[değiştir | kaynağı değiştir]

Ebu'l-Gâzî Bahâdır Hân; eserlerini Çağatayca yazan Hiva Hanı ve Türk halklarının önde gelen tarihçilerinden biriydi. 1603 yılında Hive Hanlığı'nda, Urgenç'te doğdu. Kendisi ve kardeşleri arasında bir güç mücadelesi çıktıktan sonra İsfahan'daki Safevî sarayına kaçtı. 1629'dan 1639'a kadar İran ve Arap tarihini inceleyerek sürgünde yaşadı. 1644 veya 1645'te, yirmi yıl boyunca tahta çıktı. 1663'te Hive'de öldü.[3]

Oğuz Kağan'ı tasvir eden 100 Türkmenistan Manatı banknot

Şecere-i Terakime üç bölüme ayrılabilir: Kur'an'dan bir bölüm (Adem'in hikâyesi); Oğuz Han ve soyundan gelenlerin öyküsünü içeren Oğuz-Türkmen destanına dayanan bilgiler; ve Oğuz boylarının (özellikle Salur efsanesi) kökeni, bölünmesi ve bölgeleri hakkında sözlü gelenek yoluyla edinilen bilgiler, Tamga, Ongonlar ve diğerleri hakkında bilgiler.[4]

Şecere-i Terakime, Reşidüddin'in Oğuz Han ve Türkmenlerin kökeni hakkında halihazırda Müslümanlaştırılmış ve Moğollaştırılmış (fetih sonrası) versiyonunu kabaca takip eder. Ancak bu eserde Oğuz Han, İslam ve Moğol geleneksel tarihine tamamen entegre olmuştur. Hikâye, Adem'in inişinden başlayıp Nuh tufanına kadar devam eder. Tufandan sonra Nuh, üç oğlunu dünyanın çeşitli yerlerine gönderir: Ham Hindistan'a Sam İran'a ve Yafes Idil ve Ural nehirlerinin kıyılarına gitmiştir. Yafes'in Türk, Hazar, Saqlab, Rus, Ming, Çin, Kemeri ve Tarikh adında sekiz oğlu vardı. Ölürken halefi olarak Türk'ü seçti.

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]