Ali Baba ve Kırk Haramiler (opera) - Vikipedi

Ali Baba ve Kırk Haramiler
Özgün isimAli Baba ve Kırk Haramiler
MüzikSelman Ada
LibrettoTarık Günersel
Gala1991
İlk gösterim yeriAnkara Devlet Opera ve Balesi, Ankara, Türkiye
Oyuncular
  • Ali Baba, Başrol / Yoksul, ailesini zar zor geçindirmeye çalışan biri -Tenor
  • Haramibaşı, Haramilerin başı - bas
  • Kasım, Ali Baba'nın dolandırıcı kardeşi - Tenor
  • Nurcihan, Ali Baba'nın kölesi - soprano
  • Ayşe, Ali Baba'nın eşi - soprano
  • Zeynep, Kasım'ın karısı - Alto
  • Bacaksız, Harami - Tenor
  • Abdullah, Ali Baba'nın oğlu - Bariton


Ali Baba ve Kırk Haramiler, Selman Ada’nın bestelediği 2 perdelik opera eseri. Librettosunu Tarık Günersel yazmıştır. Bu eser Binbir Gece Masalları'ndan uyarlanmıştır.[1] Entrika, aşk, kıskançlık konularını işlemektedir.

1989’da hazırlanan opera eserin dünya prömiyeri 1991’de Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından gerçekleştirilmistir.

1991’den bu yana Türkiye’de, Ankara, İzmir, İstanbul, Antalya, Samsun Devlet Opera ve Baleleri tarafından Türkçe olarak, 2008-2009 sezonunda ABD’de Opera Company of Brooklyn tarafından İngilizce, 2012'de Almanya'da Wuppertal Devlet Operası tarafından Almanca olarak sahnelendi. Opera, ABD’de sahnelenen bir Türk besteciye ait ilk eserdir.[2] 2012'de Almanya’daki Wuppertal Devlet Operası’nın repertuvarına alınan Alibaba ve Kırk Haramiler, bir opera evinde repertuvara giren ilk Türk operasıdır.[3]

Rol Ses türü
Ali Baba, Başrol / Yoksul, ailesini zar zor geçindirmeye çalışan biri Tenör
Haramibaşı, Haramilerin başı Bas
Kasım, Ali Baba'nın dolandırıcı kardeşi Tenor
Nurcihan, Ali Baba'nın kölesi soprano
Ayşe, Ali Baba'nın eşi soprano
Zeynep, Kasım'ın karısı Alto
Bacaksız, Harami Tenor
Abdullah, Ali Baba'nın oğlu Bariton

Ali Baba, karısı Ayşe, oğlu Abdullah ve kölesi Nurcihan ile bir kasabada yoksul bir hayat sürdürmektedir. Ali Baba, bir gün iki haraminin konuşmalarına gizlice kulak misafiri olarak Kırk Haramilerin gizemli mağarasının sırrını öğrenir. Hemen onların magarası önüne gider. Kırk Haramilerin mağaradan ayrıldıklarını gözümler. Ali Baba hemen mağaranın büyük kapısı önüne gelir ve biraz önce gizlice dinlediği gibi sihirli kapı açan formül olan "Açıl susam açıl!" sözcüklerini bağırarak söyler. Büyük mağara kapısı açılır; Ali Baba mağaranın içine girer ve cok geçmeden kapı kendiliğinden kapanır. Mağarada büyük altın yığınları istiflenmiştir. Ali Baba bu altın yığınlardan taşıyabileceği kadarını bir torbaya doldurup bu torbayı sırtına alır. Mağaranın kapısını açan formül ile mağara kapısını içeriden açıp dışarı çıkar ve mağara kapısı kapandıktan sonra sırtındaki altın dolu torba ile neşeyle kasabadaki evine döner.

Evde karısı Ayşe beklemektedir. Ali Baba torba ile altını karısı Ayşe'ye gösterir ve bunları nasıl bulduğunu uzunca hikâye edip ona anlatır. Ayşe kocası Ali Baba'nın getirdiği altınlardan ve anlattığı hikâyeden sanki mest olmuştur. Bu altınlar Ayşe'nin lüks bir hayat için idealini karşıyacaktır. Fakat gayet pratik kadın olan Ayşe kocasının taşıyıp getirdiği torbada ne kadar altın olduğunu öğrenmek ister. Bu kadar çok altının sayılması gayet uzun zaman alacağından Ayşe bunları bir ölçekle tartmayı düşünür. Eltisi olan Zeynep'ten onun büyük ölçeğini ister. Ayşe ve Ali Baba'nın gayet fakir olduğunu bilen Zeynep onların büyük ölçekle ne ölçeceklerine meraklanır. Zeynep ölçeğin dibine ölçülen maddenin yapışacağı bir yere biraz yağ sürer ve ölçeği Ayşe'ye verir. Bundan haberdar olmayan ve zaten gayet çok altını olduğu için ufak eksikliği farketmeyen Ayşe altınları ölçtükten sonra ölçeği Zeynep'e geri verir. Zeynep ölçek dibinde sürdüğü yağın üzerine bakınca buna bir altın parçasının yapışmış olduğunu görür. Eltisinin ölçekle altın ölçtüğünü anlar. Bundan şoke olur ve büyük bir heyacana kapılır. Yaptığını ve sonucu hemen kocası Kasım'a haber verir.

Ali Baba'nın küçük kardeşi Kasım kasabada düzenbazlığı ile tanınmıştır. Ağabeyi Ali Baba'nin ölçekle neden altın ölçtüğünü öğrenmek için ona gider ve durumu açıklaması için ısrar eder. Ali Baba da ona dayanamayıp tüm yaptıklarını küçük kardeşine ayrıntılı olarak anlatır. Kasım özellikle mağaranın mevki ve kapısının nasıl açılacağını merak etmiştir. Bunları Ali Baba'dan ısrarla öğrenmek ister. Ali Baba küçük kardeşini tehlikelere karşı uyarak mağaranın sır olan kapı açılma formülünü Kasım'a açıklar.

Ertesi gün Kasım zengin olma hayalleri ile sırtında torbalar ile Kırk Harimiler mağarasına ulaşır. Mağaranın kapısını açacak formülü söyleyip mağaraya girer. Fakat altınları torbalara doldurma işlemlerini yapmakta ve ileride daha da fazla altın toplama hayalleri içinde iken mağaradan çıkmak icin mağara kapısını içten açmak için gereken formülü unutmuştur. Kasım sihirli sözcüğün bir türlü tohum olduğunu hatırlamaktadır ve her aklına gelen her tohum sözcüğü ile mağaranın kapısının açılmasını ister; ama büyülü sözcüğün "susam" olduğunu hatırlayamaz. Bunun için mağaradan çıkamaz ve geri dönen Haramilerce yakalanır.

Ali Baba küçük kardeşinin evden torbalarla çıktığını ve geri dönmediğini Zeynep'ten öğrenir. Kasım'ı iyi bildiği için onun açgözlülükle Haramiler mağarasına gittiğini Ali Baba anlamıştır. Ali Baba Haramiler mağarasına gidip orayı boş bulup formülü söyleyip mağaranın kapısını açtırdığında Kasım'ın öldürülmüş olduğunu ve vücudunun paramparça edilmiş olduğunu dehşetle görür. Hemen Kasım'ın vücut parçalarinı torbalara doldurup kasabaya evine döner. Kardeşinin cesedini tam olarak mezara gömmek istemektedir. Kasabanın terzisiyle görüşür ve verdiği altınlara tamah eden terzi de Kasım'ın cesedinin parçalarını birbirine diker ve cenazeyi gömülebilecek bir hale getirir. Cenaze hemen toprağa verilir.

Haramiler mağaraya geç vakit döndükleri zaman paramparça ettikleri Kasım'ın cesedini orada bulamazlar. Bundan asgari başka bir kişinin de mağaranın sırrını bildiği sonucunu çıkartırlar. Haramibaşı mağaranın sırrıni bilen kişi veya kişilerin yakalanıp öldürülmesine karar verir. Bu kişi veya kişıleri bulma görevi Haremi Hazım'a verilir. Harami Hazım kasabaya gider; son günde kasaba mezarına cenazesi gömülenleri araştırır. Tek bir Kasım'ın gömüldüğünü ve cenazeden önce de Kasım'ın evine bir terzinin gittiğini öğrenir. Haremi Hazım terziye verdiği gözdağı ve rüşvetle terzinin Kasım'ın parça parça olmuş cesedini diktiğini öğrenir. Bunun için cenaze sahibi olan Ali Baba'nın evini hemen tespit eder. Hazım haramileri çağırmaya gitmeden önce Ali Baba'nın evinin kapısına bir çarpı işareti koyar. Ali Baba'nın kölesi Nurcihan bu işaret koymayı görmüştür. Bunun kötü bir şey çıkaracağını sezmiştir. Nurcihan hemen kasabanın her mahallesinde bulunan diğer evlerin kapılarına da çarpı işareti koyar.

Harimiler çalınmış altınlarıni çalını öldürmek için kasabaya inmişlerdir. Kapısı çarpı işaretli evi aramaktadırlar. Ama kasaba mahallelerinde evlerinin hemen hepsinde aradıkları çarpı işareti vardır. Biraz etafı dolanırlar ama sonunda Harami Hazım'ın yardımıyla Ali Baba'nın evinin hangisi olduğunu tayin ederler..

Haramibaşı kendini zeytinyağı tüccarı olarak tanıtır ve onu tanımayan Ali Baba'nın evin bahçesine zeytinyağı küplerini depolmak ve bir gece konuklamak için Ali Baba'ya bir miktar ücret teklif eder ve Ali Baba da bunu kabul eder. Ali Baba görmeden diğer haramiler de gelip Ali Baba'nın bahçesine konulan büyük depolama küplerinin içine saklanıp Haramibaşı'ndan bir işaret beklemeye başlarlar. Ali Baba'nın konuksever olarak misafirleini ağırlamakta iken köle Nurcihan evdeki zeytinyağının bittiğini görür. Bahçeye çıkıp zeytinyağı dolu olduğunu sandığı küplerden baştakinden biraz zeytinyağ almayı dener. Fakat bu küpün boş olup içinde zeytiyağı olmadığını anlayınca diğer küpleri de denemeye başlar. Her test ettigi küpdeki harami ona bunun saldırma isareti olup olmadığıinı sorar ve Nurcihan'dan menfi cevap alır. Böylece Nurcihan küpların haramilerin saklanma yerleri olduğunu anlamıştır. Nurcihan küplerde saklanan haramilerin hepsini öldüremeyeceğini anlar. Onun için çok güzel sesi ile bahçedeki her küp içindeki harami tarafından duyulabilecek bir ninni söyler. Bu ninni küplerde saklanan haramileri uyuşuturup onların uykularını getirerek onları etkisiz bırakır. Sıra evde ağırlanmakta olan Haramibaşı'na gelmiştir. Nurcihan hiçbir şey olmamış gibi raks elbiselerini giyip evin misafiri önünde elinde bir hançerle raksa başlar. Raksı sırasında birden Haramibaşı'na elindeki hançerle saldırıp onu da etkisiz bırakır. Kasaba güvenlik yetkileri çağrılır ve haramibaşı ve küplerde uyuklayan haramiler toplanıp tutuklanır.

Ali Baba Nurcihan'ın ailesinin hayatını kurtarması üzerine onu kölelikten azat eder. Oğlu Abdullah ile Nurcihan'i evlendirmeye karar verir. Bu sırada küplerde bulunan haramilerden Nurcihan'ın ninnisinden uyuyamayıp küpünten kaçmış olan harami Bacaksız, Ali Baba'nın evini basar. Ali Baba'nın evinde saklamış olduğu altınların hepsini onlardan alır ve bu altınlarla kasabadan kaçıp ayrılır. Kaçarken de gülerek "Masal böyle; hayat böyle" diye onlarla alay eder.

Böylece sonunda Ali Baba, karısı Ayşe ve Ali Baba'nin kuma olarak aldığı Zeynep yine eski fakir durumlarına dönerler. Ama zeki ve çabuk karar verebilen Nurcihan ve kocası Abdullah birlikte mutlu bir hayata başlarlar.

  1. ^ "Ali Baba ve Kırk Haramiler" masalı, "Binbir Gece Masalları"'nin Avrupa baskısına Antoine Galland tarafından eklenmiştir. Galland bu hikâyeleri Halepli, Marunî bir masalcıdan duyduğunu yazmıştır.
  2. ^ "Mustafa Ercan, Alibaba ve Kırk Haramiler New York'a geliyor, DHA". 21 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2010. 
  3. ^ "Elif Koçak, İlk operamızı "ihraç ettik", Hürriyet Gazetesi, 05.04.2012". 8 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2012. 
  4. ^ Günersel, Tarık (2003) '"Ali Baba & 40; Selman Ada", DOBGM : Ankara Devlet Operasi websitesi [1] 12 Ocak 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Erişim:18.10.2015

Dış bağlantılar

[değiştir | kaynağı değiştir]