Yelpaze - Vikipedi

1800 yılına ait, Çin yapımı fildişi bir yelpaze.

Yelpaze, hava akımı sağlayarak serinlemek veya bir ateşi harlamak gibi işlerde yararlanılan veya bir giyim aksesuarı olarak kullanılan bir el gerecidir. Birçok kültürde dinsel törenlerin bir unsuru olarak, sosyal statü sembolü olarak, sözsüz iletişim aracı olarak, yüzünü gizleyerek mahremiyet sağlamak için veya sanat objesi olarak kullanılmıştır.[1]

Yelpazeler, tarihin farklı dönemlerinde, üretildikleri bölgelere ve kullanım amaçlarına göre fildişi, sedef, kaplumbağa kabuğu, mika, sandal ağacı, devekuşu tüyü, kağıt, deri, gümüş, altın, kemik, boynuz, kumaş, dantel, selüloit ve bakalit gibi çeşitli malzemelerden üretilmiştir. Yelpazelerin sabit veya katlanabilir olan, yaprak ya da bayrak formunda farklı modelleri vardır. Üzerleri boyanmış ve işlenmiş olabilir ve sapları, farklı ustalıklar sergilenerek süslenebilir.[2]

Yelpaze, ileri geri sallanarak hava akımı yaratır ve bu yolla serinlemek, ateşin harını arttırmak, uçucu haşaratı uzaklaştırmak..vb. işlevler görür. Ancak yelpaze, bu işlevlerin dışında, tarih boyunca üstlendiği simgesel anlamlar ve taşıdığı estetik değer ile pek çok kültürde kendine özel bir yer edinmiştir.[2]

Yelpazeler en temelde, katlanabilir ve katlanamayan (sabit) olmak üzere iki çeşittir. Sabit yelpazeler tek parça halindeki, düz ve geniş bir yüzeyi olan bir gövde ile bir saptan oluşur. Katlanabilen yelpazelerin, bir uçlarından pimle birbirine tutturulmuş yassı küçük çubukları vardır. Çubukların arasında katlanan bir kağıt ya da kumaş bulunur.

Çin'in Yunnan eyaletinde, katlanabilir yuvarlak bir yelpaze tutan çocuk.

Yelpazenin M.Ö. 12. yüzyılda Antik Mısır'da, M.Ö. 2. yüzyılda Çin'de ve 10. yüzyılda Japonya'da kullanıldığı bilinmektedir.[3] Tarihi belgelerde Çin, yelpazeler ülkesi ve yelpazenin anavatanı gibi ifadeler ile anılır.[4] Çin'de ortaya çıkan yelpazeler sabit yelpazelerdir. Katlanabilir yelpazeler ise Japonya'da ortaya çıkmıştır.

Sabit yelpazelerin tarihçesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Antik döneme ait yelpazeler, katlanmayan (sabit) türdedir. Çin ve Japonya'da yelpazeler, hem kadınlar hem de erkekler tarafından kullanıldı. Yelpazelerin, kullanım alanlarına göre farklılaşan türleri vardı. Saray görevlerinde, savaşlarda, çay törenlerinde ve sahne gösterilerinde kullanılan yelpazeler birbirine benzemezdi. Yelpazelerin bezemesine büyük özen gösterilir, yelpaze bezeme sanatını büyük ressamlar icra ederdi. Bazı yelpazeler el aracı olarak kullanılmak için değil, sanat objesi olmak için üretilirdi. Yelpazeyi betimleyen şiirler yazma ve yelpazenin üzerine resim ve hat çalışmaları yapma yaygın hale geldi.

Çin’de yelpazeler ilk olarak Shang Hanedanı döneminde görüldü, Han Hanedanı döneminde ise biçimsel ve anlamsal olarak gelişti.[4] İlk yelpazeler kuştüyünden yapılırdı. Tüyleri yelpaze yapımında kullanılan kuş türlerinin başlıcaları sülün, tavus kuşu, kartal ve şahin idi.[4] Çin'de yelpazeler ilk olarak hükümdarlığın ve yüksek sosyal sınıfın bir sembolü olarak, ardından bilgelik sembolü olarak ve atalara saygı, cenaze ve evlilik törenlerinde kullanılan bir tören aracı olarak, daha sonra müzikle birleşerek yelpaze dansını bir unsuru olarak kullanıldı. Han döneminden itibaren kullanımı tüm topluma yayılıp gündelik yaşamın parçası haline geldi. İlerleyen dönemlerde yelpaze yapımında bambu, palmiye ve ipek kullanıldı.

Palmiyeden yapılmış Çin yelpazesi.

Eski Mısır'da bir sapın ucuna tutturulmuş tüylerden oluşan yelpazeler kullanılırdı. Yelpazenin üretildiği malzeme, tavuskuşu tüyü veya papirüs olurdu. Günümüze ulaşan ender örnekleri, M.Ö. 14.yüzyıla tarihlenen, Tutankhamun’un mezarından çıkarılmış olan iki yelpazedir.[1] Tavuskuşu tüyünden yapılmışlardır ve birinin sapı som altından, diğerininki ise abanoz ağacındandır.[2]

Kahire Müzesi'nde sergilenen, Tutankhamun'un tören yelpazesi (tavuskuşu tüyleri günümüze ulaşmsmıştır), Yeni Krallık, 18. Hanedanlığın sonu, yaklaşık MÖ 1332-1323.

Sabit yelpazeler Asur, Babil, İran, Hind ve eski Çin törenlerinde de kullanılmıştır.[1] Yunanlılar ve Etrüskler de yelpazeyi bilirdi. M.Ö. 5. yy.'da Yunanistan’da, yuvarlak yelpazeler kullanılmıştır. Hıristiyanlıkla birlikte yaygınlaşan bu yelpazelere flabelum denilir. Bu gereç, daha çok sarmaşık yaprakları biçiminde ve hasırdan yapılırdı. M.Ö.200’lere tarihlenen YunanTanagra kadın heykelciklerinin de ellerinde görülen yelpazeler bu türdendir. Yelpaze, Yunanlılardan Romalılara geçmiştir. Romalılar yelpaze yapımında tavus kuşu ve diğer egzotik kuşların tüylerini kullanmıştır.

4. yy'da, flabellum tipi yelpazeler, Bizans kiliselerinde bir dinsel obje olarak kullanıldı.[1] VI. yy.'da Hristiyan Avrupası’nda yelpazelerden, dini törenlerde kullanılan şarap ve ekmeği böceklerden korumak için yararlanılmış, zamanla sadece Bizans ve Etiyopya’da kullanılır olmuştur.[5] Ortaçağ kilise törenlerinde, metal bir disk ve uzun bir saptan oluşan flabellumlar, dyakoz (gönüllü rahip) tarafından taşınırdı. Hurma dalı, kuştüyü, kumaş ve benzeri malzemelerden yapılırdı. Flabellum günümüzde Papalık simgelerinden birisidir.[1]

Papa Pius XII, Vatikan balkonunda kutsamalarını yaparken arkada flabellumlar görünüyor, İtalya, 12 Mart 1939.

Bir başka tür sabit yelpaze ise, bayrak yelpazedir.[1] Hindistan’da çok eskiden beri bilinen bir yelpaze türüdür. Bayrak yelpazenin yaprak kısmı genellikle dikdörtgen formunda olur ve sancağa benzerdi.

Bayrak yelpaze örneği, Tunus.

Bayrak yelpaze, 16. yy, 'den 18. yy. ortalarına kadar İtalya ve Fransa'da moda idi. Avrupa’ya 12. yüzyılda Haçlı Seferleri yoluyla Doğu’dan gelmiş olan yelpazenin en önemli üretim merkezleri Roma, Venedik ve Bologna idi.[1] Üzerlerine taşbaskı veya elle resimler boyanıyor, yelpazelerde dantel ve işlemeli şeritler de kullanılıyordu. Ülkeler arasındaki diplomatik ilişkilerde, kraliyet aileleri arasında yapılacak ziyaretlerde, eşlere ve çocuklara götürülecek hediyelerden biri de yelpaze oldu.[2]

İngiltere kraliçesi I. Elizabeth, bir yelpaze tutkunu idi. Onun zamanında yelpaze, zenginlik göstergesi olarak kabul edilirdi.[3] Düzinelerce yelpazesi vardı. 16. yy.'ın sonlarına kadar sabit yelpaze, daha sonraları katlanabilir yelpazeler kullanmış ve portrelerinde, her iki tür yelpaze ile de poz vermişti.

Kraliçe I. Elizabeth elinde yelpazesi ile.

Avrupa'da yelpaze üreticileri loncalar da kurmuştur. Oymacılar, yaldızcılar, marangozlar ve ünlü ressamların da dahil olduğu bir yelpaze loncası, 1678 yılında İtalya’da kuruldu ve satış yetkisi sadece bu loncaya ait kılındı.

Katlanabilir yelpazelerin Avrupa'da tanınır olmasının ardından, taşınmadaki kolaylıklarından ötürü sabit yelpazeler yerine katlanabilir olanlar tercih edilir oldu. Sabit yelpazeler sadece ev içinde kullanılır oldu. 20. yy.'a kadar ısınmada şömine veya sobalar kullanıldığından, ateşe yaklaşırken yüzü sıcaktan korumakmaksadıına hizmet ettiler.

20. yy.'da sabit yelpazeler; reklam aracı olarak politik kampanya malzemesi olarak veya hediyelik olarak üretildi.

reklam amaçlı yelpaze

Katlanabilir yelpazelerin tarihçesi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Katlanabilir yelpazelerin, bir çubuğa tutturulan kağıt veya deriden oluşan, açıldığında tam bir daire biçimini alan bir türü ile, üst üste kapanabilen çubuklardan veya bu çubuklara yapıştırılan kemer biçiminde kumaş, deri, kağıt gibi malzemeden yapılan bir başka türü bulunmaktadır.[1] Yelpazenin ana kısmını oluşturan ve parşömen, ipek, tafta veya kağıt gibi bir malzemeden yapılan yüzeylerin üzerine, üretildikleri dönemlerin beğenisini yansıtan dinsel, tarihsel ve güncel yaşam resimleri yapılırdı.

Katlanabilir yelpazelerin, ilk kez 670’ li yıllarda, yelpaze fikrini Çinlilerden alan Japonlar tarafından tasarlandığı düşünülmektedir. Katlanabilir yelpazenin tasarımında, yarasa kanatlarından ilham alındığına inanılır.[2] Japonlar ilk katlanabilir yelpazeleri kraliyet ailesinin kullanımı için, selvi ağacı şeritleri kullanarak yapmıştır. Yelpazeler çubuklarına yazılar yazılarak eğitim amaçlı olarak da kullanılırlardı. Yelpazeler önceleri sadece erkekler tarafından kullanılırken, zamanla renkli ve resimli olarak üretilip kadınlarca da kullanılmaya başlandı. Japonya'da Heian Döneminde yelpazeleri kullananlar aristokratlar, zengin tüccarlar ve samuraylardı. Yelpazeler törenlerde ve gösterilerde kullanılmanın yanı sıra, samuraylar tarafından silah olarak da kullanılırdı. Silah amaçlı yelpazeler demirden yapılırdı. Görünümü, kapalı konumdaki normal bir yelpazeye benzeyen bu silahlarla samuraylar, silahla girmenin yasak olduğu yerlere girerlerdi.[6] Yelpazeler ayrıca Japon dansında, Japon çay seremonilerinde, Japon tiyatrosu Noh ve masal anlatma sanatı rakugoda kendine yer bulmuştur.

Japon geleneksel dansı yapa yelpazeli kadın

Koreliler katlanabilen yelpazeleri Japonya’dan alıp Çin Sarayına sunmuştur.[4] 16 .yy.'da Hindistan, Çin ve Japonya ile ticaret yapan Portekizli tacirler, katlanabilir yelpaze örneklerini Avrupa'ya getirdiler. Katlanabilir yelpazeler elde taşımaya uygun boyutlarda yapılıyordu. Birer sanat eseri olarak özel muhafazalarıyla birlikte ihraç ediliyordu. Kullanımı tüm Avrupa'da yaygınlaştı, benzerleri ve bazı farklı tasarımları Avrupa'da yapılmaya başlandı.

Yelpaze, özellikle İspanyol kültürünün bir parçası haline geldi.İspanyollar, flamenko dansının parçası olarak yelpazeleri kullandı.[4] Yelpazeyi iletişim amaçlı olarak da kullanıldılar. Örneğin, yelpazeyi ön yüzündeki deseni gösterecek şekilde tutmak evet, desensiz arka yüzünü gösterecek şekilde tutmak ise hayır anlamına geliyordu.[4]

Flamenko dansı yapan yelpazeli kadınlar

Yelpazelerin Fransa'da tanınması, Kral II. Henri'nin İtalyan asıllı olan, Fransız sarayına parfüm ve dantel modasını da getirmiş olan annesi Cathrine de Medici sayesinde oldu.[1] 16.yüzyıl sonlarına doğru yelpaze, serinletmek işlevi için kullanılmaktan çok, bir giyim aksesuarı olarak kullanıldı. 1673 yılında Fransız Kralı 14. Louis (1643-1715), yelpazelerin yapraklarını ve tutamaklarını yapan ustaları iki ayrı sanatçı grubu olarak tescil ettirdi.[1] 18. yy.'a gelindiğinde yelpaze modasını Fransa yönlendiriyordu. Ancak en büyük üretim İngiltere'de yapılyordu. Londra'da ilk yelpaze şirketi, 1709 yılında kuruldu. Çin'den ve Hindistan'dan İngiltere'ye yelpaze getirilmesinin yasaklanmasıyla, İngiltere'deki iç pazarı canlandırdı. 1700lü yıllarda yelpazeleri resimleyenler arasında pek çok ünlü ressam vardı: Watteau, Van Loo, Lagrrenee Greuze... gibi. Rönesans Avrupasında bu tür yelpazeler soylu kadınlar arasında moda oldu.[7]

18. yy 'da, Avrupa'da sabit veya katlanabilir tüm yelpazeler yüksek sınıf göstergesiyken, zamanla katlanabilen yelpazeler yüksek sınıfa, sabit olanlar daha alt sınıflara ait olmuştur. Üzerlerine klasik eserlere ve dini konulara ilişkin resimler çizmek yoluyla yelpazeler, mesaj verme işlevi üstlenmiştir. Yelpazelerin bu özelliği önce İngiliz, İspanyol daha sonra da başka mahkemelerde kullanılmıştır.[5]

2005 yılı Venedik karnavalında yelpazeyi aksesuar olarak kullananlar

Sanayi devrimi öncesinde, Avrupa ülkeleri sanayide kullanılacak yeni ham maddeler bulduklarında, bunları yelpazelerde denemiş, ve yenilikleri yelpaze tasarımlarına yansıtmışlardır.[2] Yelpazelerin çizimi ve boyaması Lebrun, Romanelli, Abraham Bosse ve Callot gibi ünlü ressamlara yaptırıldı. Bu dönende opera-tiyatro salonlarında ve balolarda yelpazeli kadınlar yaygın olarak görüldü. Viktorya dönemi Avrupası’nda birbirleriyle uygun şekilde tanıştırılmadıkları sürece kadın ve erkeklerin birbirleriyle görüşmeleri engellendiğinden, yelpaze toplum içinde kadınlarla erkeklerin işaretleşerek anlaşması işlevini de gördü.[8]

Osmanlılarda yelpaze

[değiştir | kaynağı değiştir]

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi, Osmanlı döneminde yelpazelerle ile ilgili bilgilerin bulunabildiği ilk kaynaktır. Çelebi, merhayacıları (yelpazecileri), eserinin İstanbul esnafını anlattığı bölümde anmıştır. O'nun verdiği bilgilere göre İstanbul'da kuş tüyünden yelpazeler yapılmaktadır. Tavukçular esnafının anlatıldığı bölümde, bu esnafın tavuk, kaz ve ördek tüylerini yelpazecilere verdiği anlatılmıştır.

Osmanlılar'ın son dönemindeki yelpazecilerin anlatıldığı bir başka eserde sapları değerli taşlarla işli olan yelpazelerin Süleymaniye civarındaki Uzunçarşı'da yapıldığı ve çok yüksek fiyatla satıldığı bilgisi verilmiş, bu sapları yapan ustaların isimleri sıralanmış ve bu isimlerin, yelpaze saplarına kazındığı söylenmiştir.[9] Eski zamanlardaki İstanbul'u anlatan yazılarıyla tanınan Sermet Muhtar Alus, bir yazısında, eski tiyatrolarda mendil ve yelpazelerin kadın ve erkekler arasında işaretleşmek amaçlı kullanıldığını, bir başka yazısında ise yazın serinlemek maksatlı olarak kullanıldığını, ayrıca Doğu'daki misafir odasının veya yemek odasının tavanına büyük boy yelpazeler asılıp bunların cariye ve köleler tarafından sallanması şeklindeki kültürel uygulamayı işitmiş olan bazı zengin İstanbulluların buna özenerek evlerine büyük boy yelpazeler aldığını ve Doğu'dakine benzer şekilde kullandıklarını, ayıplayarak anlatmıştır.[9]

19. yy.da Osmanlı hanımlarının at arabalarında gezerken yelpaze kullandıkları; evlerde yumuşak tüylü yelpazelerin toz almada kullanıldığı ve misafirlerin kullanması için yataklarındaki yastıkların üzerinde ve masa üzerlerinde genellikle hurma dallarından yapılmış yelpazeler bulundurulduğu bilinmektedir.[2]

  1. ^ a b c d e f g h i j "Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Bölümündeki yelpaze ve sineklikler". Antikalar.com (İngilizce). Erişim tarihi: 27 Ekim 2024. 
  2. ^ a b c d e f g "Yelpazenin ardındaki tarih". T24. Erişim tarihi: 27 Ekim 2024. 
  3. ^ a b "History of Fans". www.fanmakers.com. Erişim tarihi: 28 Ekim 2024. 
  4. ^ a b c d e f "Çin'de Yelpaze Kültürü ve Yelpazenin Tarihsel Gelişimdeki Sembolizmi". Erişim tarihi: 27 Ekim 2024. 
  5. ^ a b "Geçmişten Günümüze Yelpaze Sergisi". Türkiye Turizm Ansiklopedisi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2024. 
  6. ^ "Japanese Fans". Powell-Cotton Museum (İngilizce). Erişim tarihi: 29 Ekim 2024. 
  7. ^ "Bu Japonların yelpazelerle işi ne?". yumurtaya reçel. 19 Aralık 2020. Erişim tarihi: 27 Ekim 2024. 
  8. ^ Mitchell, Tonya (4 Haziran 2020). "The Not-So-Subtle Art of the Conversation Fan". Tonya Mitchell (İngilizce). Erişim tarihi: 29 Ekim 2024. 
  9. ^ a b "Yelpaze: Ne Eşya Ne de Alet". Manifold. Erişim tarihi: 28 Ekim 2024.